Kayıtlar

Kasım, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Anın Tadını Çıkarın....

Söylenenler söylendi yazılanlar yazıldı geriye kalan ömrün geri kalanı.Şuan dışarısı yağmurlu bense pencere önünde yağan her yağmur damlasını hayranlıkla izliyorum.Aslında en sevdiğim ikinci mevsim kendinle baş başa kalma fırsatın çok oluyor.Ama en zevkli olanı da kitap ve kahve seremonisi … Muhteşem lezzet veriyor ruhuma.Adeta beni benden ediyor bu his.Her yağan yağmur taneleri ruhuma yağıyor gibi.Beni yeniden canlandırıyor.Sonra farkında olmadan kitap okumayı bırakıp kaçışan insanlara gözüm takılıyor.Ve bu duruma istemsiz tebessüm ediyorum çünkü kaçmak onları ıslanmaktan alıkoymayacak ki.Neden bu fırsattan yararlanmıyorlar , o muhteşem yağmurun sesine kulak vermiyorlar.Anın tadını çıkarmayı arka plana bırakmak sonradan pişmanlık getirmiyor mu … Çoğu şeyi  böyle yaparak harcatmıyor muyuz … Hiçbir şeyi zamanında yapmamak bizi yıprattığı için bu kadar karamsarlaşmıyor muyuz… Biliyorum çok fazla sorular sorduğumu fakat gerçekler bundan ibaret değil mi.Küçük mutlulardır büyük mutluluklar

Belki De Bazı Şeyleri Zamana Bırakmalı İnsan....

Satırlar dolusu yazacak cümlelerim,bir ağız dolusu söyleyemediğim kelimeler taşıyorum yüreğimde.Başıma her gelen şey sonrasında bu dünya bana daha ne öğretecek ve devamında  hep, bir daha başıma gelecek şeylere bu kadar şaşırmayacağım diye sonlandırıyorum cümlelerimi.Fakat yaşadıkça ,yaş ilerledikçe daha çok şey gördüm ve hepsine bir öncekiden daha çok şaşırdım.Açıkçası bu beni ürküttü.Hayatım boyunca hep çok şeye sahip olmayı değil az şeye ihtiyaç duymayı istemişimdir.Az insan ,öz insan barındırmaya çalıştım yaşamımda.Her zaman haklının  yanında olmaya çalıştım.Yaşadıklarım beni kocaman insan yaptı .İyi dediğim insanların öyle olmadığını aynı şekilde kötü diye düşündüğüm insanlarında öyle olmadığını gördüm.Ama başıma gelen musibetler bana at gözlüğümün çıkmasında çok yararı oldu .Artık her şeye geniş açıdan bakıyorum.Bu dünyadaki insanlar bana çok şey öğretti.Mesela körü körüne  birine kapılmayı bıraktım.İnsanları dinlemeyi öğrendim ve hiç bir şeye tek taraflı bakmamayı,yargılamadan

Nefretleri Bir Kenara Bırakın...

Hayat nefretlere yer verecek kadar uzun değil sizi kıranlara yol vermenin vakti geldi de geçiyor.Sizi kıranları bir kenara bırakın yoksa devam eden yaşamınız da size yaralar açmaya devam eder .Sizi yıpratır düşüncelerinizi buğulaştırır doğru görmenizi engeller .Yaşamak sizin için daha da zorlaşır.Bazen zor olsa da bazı şeyleri görmezlikten gelmelisiniz biliyorum çok zor, acı da verebilir ama bunu da yapmazsanız çok ağlarsınız şunu da unutmayın sizi ayakta tutan şeylere kendinizi dayayın sizi sevenlerin olduğunu ve her daim yanınızda olacak insanların varlığını bilerek hareket edin. Artık boş insanlarla savaşmayı bırakın kendinizi onların yanında değersizleştirmeyin ki sizin yokluğunuz ona en büyük ceza olsun . Bu dünya gerçekten nefretlerle yaşanacak bir yer değil kendinize zulm etmeyin.Bırakın yaşanan yaşandı sizin kıymetinizi bilemeyen insanlar için üzülmeye,ağlamaya değmez.Ömür uzun deyip de aldanmayın  çünkü her an bu dünyadan göçüp gidebiliriz.O yüzden kırılan taraf olsanız da kı

KAYBETMEK Mİ...

Yine aklım uzaklara daldı gibi vay büyüdüm galiba, yıkık dökük de olsa yaşanmışlıklarımla baş başa kaldım tekrar.Düşüncelerimin diyarında tekrar turluyor vaziyette buluyorum her defasında kendimi.Bazen çıkmaz da bazen de yakında düzelecek diyerek kendimi tekrar avutuyorum.Yaşama bağlayacak nedenleri düşündüğümde tekrar silkeliyorum kendimi.Çünkü ne kadar da zor olsa her zorlukta bir kolaylık vardır düşüncesi  beni gerçekten umutlandırıyor.Sonra diyorum ki zorluk her zaman olur eğer zorluk olmasa kolaylığın kıymeti hiçbir zaman bilinmezdi.Aslında kendinizi zaferlerinizle değil hatalarınızla tanırsınız .İnsanların kaybettikleri büyümelerine yardımcı olur ve tekrar ayağa kalkmalıyım,başarmalıyım dedirten yine  kaybettikleridir.Bu açıdan düşünürsek kaybetmek belki de o kadar da kötü bir şey değildir kim bilebilir...                                  Şükran GÜNGÖR

FRANSA DA PATLAMA...

Aslında yazıp yazmamakta kararsızdım fakat şu an ki  durum konusunda birkaç söyleyeceğim şeyler var.Dünya da yaşanan terör olaylarına körleşen kesimden olmak istemiyorum.Şuan gündemde olan Fransız da yaşanan terör olayı ve sonrasında hayatını kaybeden insanlar.Aslında benim sinirime dokunan bu tür terör olayları Avrupa ya da Amerika da olduğu zaman herkes de ayaklanma,kınama ve lanetlemenin ardı arkası kesilmiyor .Fakat böyle terör saldırıları Müslüman topraklarında olduğu zaman ne bir kınama ne de basında terörü gerçekten lanetleyen bir yazı  nerdeyse yok denecek kadar.Hiç uzak bir tarihe gitmiyorum bundan yaklaşık bir ay önce Türkiye’nin başkentinde büyük bir patlama oldu ve birçok kişi can verdi.Ve Türkiye de saldırı olduğu zaman  Milli İstihbarat Teşkilatını suçlayanlar Fransa da yaşanan  toplam altı saldırıyı" nasıl oluyor  bunu Fransa’nın İstihbaratı bilmiyor mu ?" sorusunu sormaktan çekiniyorlar.Hatta bu terör olaylarını suçlusunu İktidar da olan hükümet  olduğunu dah

Yola Kiminle Devam Etmek İstiyorsunuz..

Sevgiden yoksun insanlar tanıdım kendinden başka kimseyi sevemeyecek kadar yüreksiz insanlar tanıdım ama bunlara rağmen  az da olsa yürekli,haysiyetli  insanlarında bu dünya da olduğunu gördüm.Aslında düşünüyorum da belki de değer verdiğimiz insanlardı bize çoğu zaman bunları yapan.Değer verip koruyup kolladığımız insanlar en çok üzdü.Biz bunları bilmemize rağmen onlara daha çok değer verdik ve bize değer veren insanlara karşı körleştik .Yani biz bize değer verene değer verseydik aslında bu kadar kırılmazdık her şeye.Bu kadar küsmezdik yaşama.Kalpler daha bir huzurlu olurdu .Belki de arkamıza bakmak o kadar da gereksiz bir şey değil hatta şu açıdan bakarsak çokta manidar olur ,yani arkamıza önümüzdekilerin gerçek kimliğini ortaya çıkarmak için ve yola kiminle devam etmek istediğimizi belirlemek için bakmak çok iyi olabilir.Önümüze türlü türlü seçenekler çıkar önemli olan bunları gerçekten aklı selim bir şekilde düşünüp tartıp öyle karar vermek .Bize sunulanı iyi değerlendirmeliyiz.Yok

Mutlu Olmak...

Kimi zaman kendini halsiz,bitkin hissedersin kimi zaman unutulmuş terk edilmiş arayanın bile olmaz, kimi zaman kalp durgunlaşır kendini yalnızlığın ızdıraplı sesizliğine bırakır.Düşünmek hatta hiçbir şey yapmak istemez sadece oturup kendi halinde kalmak ister.Aslında işte o an tevekkül etme vaktidir.Çaresizliğin ve yaratılmış olarak elinden hiç bir şey gelemeyeceğini ve kendinin ne kadar aciz olduğunu göreceğin vakittir.İnsanoğlu çok aciz devamlı bunun farkında olmalı yoksa daha da yaşanılmaz oluyor dünya.Güzel günler yakında diye başlamalı,hayata sımsıkı sarılmalı.Hayatına mutluluk katacak şeylerle donatmalı düşününce bu o kadarda zor değil aslında.Mutluluğu maddiyata dayatmamalı.Gören göz için küçük saksıda yeşeren çiçek bile mutluluk kaynağıdır.Aslında bu hayatta birden fazla sebep var.Çünkü mutlu olmak sizin elinizde.Yani mutlu olmak için siz bir şeyler yapın.Çünkü etraftan mutluluk beklediğimiz için karamsarlaşıyoruz.Sonra hiç bir şeyden lezzet alamıyoruz.Mutlu olmak için o kadar

İSTANBUL...

Resim
METHEDİLEN ŞEHİR İSTANBUL… Peygamber Efendimiz Hadis-i Şeriflerinde; “Konstantiniyye(İstanbul) elbet Feth olunacaktır. Onu Feth eden Kumandan ne güzel Kumandan, Feth eden Asker, ne güzel Askerdir” buyurmuşlardır… İstanbul’u anlatmaya başlamadan önce peygamberimizin fetih müjdesini de  yazmadan geçemeyeceğim şuan İstanbul’un Müslüman toprağının bir parçasının olma nedeni bu hadisi şerife nail olabilmekte yatıyor...Aslında teşekkürlerin en büyüğünü bu şehri bizlere armağan etmiş olan  Fatih Sultan Mehmet Han’adır.”ya İstanbul beni alır ya da ben İstanbul’u “diyerek içinde bir fetih sevdasıyla yola çıkmış ve İstanbul’u almıştır. Her gönülde değişik anlamlar kazanan İstanbul, ne kadar çok anlatılırsa anlatılsın, üzerine türlü yazılar yazılırsa yazılsın asla tükenmeyecek, tüketilmeyecek bir şehir. “Bu İstanbul şehri aşkın has bahçesi olmalı diye düşündü içinden. Burada aşk sıradan bir şey olmaktan çıkıyor, hayatın ta kendisi oluyordu İstanbul ile Aşk Birbirine en ziyade yakışan i