Kayıtlar

Aralık, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne Kadar Sabredebiliyoruz?

Her ne kadar eskisi kadar rövanşta olmasa da radyo dinleyen kesim arasında yer alıyorum.Bugün radyo kanallarını dolaşırken beni çok etkileyen bir konuşmaya rast geldim ve çok etkilendim .Konuşmacı konuşmasına bir hikayeyle başladı . Hikaye şöyleydi;Sultan III. Mehmed zamanında, Rumeli'de Yenice kasabasında mübarek bir zat varmış. İhtiyacı olan ona koşar, sıkıntısı olanın derdini o giderirmiş. Fakat kendisi bir sürü derde mübtela imiş  ama halinden hiç şikayetçi değilmiş. Bir gün dergahın bahçesindeki havuzun kenarında otururken bir talebesi gelerek, başına gelen bir musibetten uzun uzun şikayet etmiş. O zat, o talebesinden bir bardak su, bir miktar tuz ve bir çorba kaşığı getirmesini istemiş. İstedikleri getirilince, bir kaşık tuzu bir bardak suya atıp karıştırır ve talebesine, bunu içmesini söylemiş. Tuzlu sudan bir yudum içen talebe hemen yüzünü buruşturmuş ve "Efendim, su çok tuzlu, içemeyeceğim" demiş. Sonra o zat yine kaşığı tuzla doldurur ve bu sefer havuza atarak

Olur Da Başınıza Gelirse ...

Hangi  Yana Döneceğimi  Bilmiyorum.... Issız bir boşlukta gibi bedenim ne yana dönsem karanlık … sessiz çığlıklar bedenimi sarmış durumda. Düşüncelerimle yalnız bırakılmış bir haldeyim.Kime ne söyleyeceğimi ya da kime ne yapacağımı bilmiyorum .Karamsarlık beni azar azar   kendine çekiyor.Hani böyle bir anda tutmak istediğin bir el ya da dert ortağı arar arar durursun ya , ama böyle biri   çıkmaz karşınıza, işte şuan o durumdayım.Beni bu karanlıktan aydınlığa götürecek şeyler çok aradım bende diğerleri gibi ama anladım ki bu dünya çelişkiler yeri kimin size ne için yardım ettiğini anlayamazsınız ya menfaat ya da bir çıkar ilişkisi yani sizin anlayacağınız yine kendimle baş başayım . Öyle bir zamandayız ki en güvendiğiniz ,sizi çıkarsız sadece siz olarak seven insanların bile öyle olmadığını anlarsınız.Bu duygu sanki sırtınızdan değil de tam kalbinizden göz göre göre bıçaklanmanız   hissi veriyor. “Bu yapmaz” diye düşündünüz insan, “yapar” dediğiniz insandan daha beterini yapıyor.Çünkü

Karanlık mı yoksa Aydınlık mı ...

Sevgi tohumları serpin yüreğinize.Sayısız çiçekler açsın .Daha çok sevgiye yer ayırın yüreğinizde.Daha çok sevin.Sevin ki yüreğinizdekiler her geçen gün daha da yeşersin dünyanıza güneş gibi doğsun.Sizi yeni ufuklara götürecek kapılar açsın.Yeni yeni umutlara yer açılsın.Karşılık beklemeden sevin ki mutluluklar boylu boyunca önünüze serilsin.Umutsuzlukların kırıntıları bile yüreğinizde kalmasın.Üzüntülerle yaşamayı öğrenin ve onları benimseyin .Bu size acıyı en aza indirmenizde büyük yardımcı olacak.Her üzüntüde her sıkıntıda sevgi tohumlarını arttırarak serpin yüreğinize bu acıyı hafifletecek.Ama şunu unutmayın tevekkülü ne yüreğinizde ne de dilinizden eksik etmeyin.Amaçsız yaşamayın bu dünyayı ;çünkü amaçsız bir insan çölde yönünü kaybetmiş insana benzer .Bu da sizin doğru yoldan sapmanıza kapı açar . Sonucu da pek iç açıcı olmaz.Doğrudan yana olan insanlara hayatınızda daha çok yer açın .Sizi uçurum kıyısına götürecek insanlardan uzak  durmaya çalışın ya da onları doğru yola çekebi

Fırsatları Kovalamak mı? Yoksa Geleni değerlendirmek mi ?

İnsanın daima eline fırsatlar geçer önemli olan o fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek.Çünkü biz insanoğlu en iyi fırsatın peşinde koşarken şunu düşünmüyoruz bu gelen fırsatın bizim istediğimiz şeye kapı açıp açmayacağını düşünmeden hareket ediyoruz ve nefsimizi ön planda tutuyoruz.Halbuki nefsimizi raflara kaldırmazsak üzerinden geçen çok olur yani nefsinizin üzerinden başkası geçmeden siz geçin ve rafa koyun.O zaman her şeyin nasılda rayında gittiğini göreceksiniz . Sakın ola bu hayatta gururla yürümeyin mütevazi olun ki sizin karşınıza çıkanlar da öyle olsun.Bazen dersiniz ya bu niye başıma geldi ya da ben de niye yok veya ben niye başaramıyorum size nedenini söyleyeyim mi… gururdan ya da gelen fırsatı kendimizce yorumlamamızdan …kabullenmeyi bilmememizden… her şeyden daha çok isteyip kanaat etmeyi bilmememizden… yani bunu daha çok sıralayabilirim .O yüzden her şeye bakış açınızı genişletin çıkartın şu at gözlüklerini.Size sunulanı değerlendirmeye çalışın ve bunun daha iyisi ge

Biri Alışveriş Merkezi Mi Dedi..

Hiç durduk yere alışveriş merkezi  dolaşma gibi bir tarzım yok sadece ihtiyacım olduğu zaman çıkmayı tercih edenlerdenim.Çünkü insan karmaşası beni boğuyor ama onlar benim besin kaynağım ben onları izlemeden davranışlarını analiz etmeden yazı yazmam çok zorlaşıyor.Beni yazmaya iten onların davranışları hareketleri sözleri… yani sizin anlayacağınız benim temel taşlarım insanlar.. onlar bana ilham veriyor …Her neyse konu değiştirmekte üstüme yok bu arada.Önceleri bu kadar çok alışveriş merkezinin kalabalık olmasına anlam veremiyordum hadi bende bir deneyeyim dedim ve alışveriş merkezinde kalma surem 20 dakika sonra nefes almak için kendimi dışarıya attım.Acayip yoğun parfüm kokusu ve  benim dayanamadığım kokular.Sonra tekrar girdim ve incelemeye başladım yavaş yavaş o kokular gelmemeye başladı çünkü adapte sürecine girdim.İnsanlara baktıkça ya okul üniformalı ya iş çıkışı uğrayanlar ya da çoluk çocuğuyla gelenler.Jeton o an düştü burası onlar için kaçış yeriydi.Para harcayıp rahatlama